top of page

Vazgeçilenler, İtiraflar

2019-2023 dönemini içeren 11. Kalkınma Planı, 23 Temmuz 2019’da Resmi Gazete’de yayınlandı. Özetini dün burada okuduk. Hazine ve Maliye Bakanlığı iki ay sonra, 30 Eylül’de yeni bir program açıkladı. 2020-2023 dönemini içeren "Yeni Ekonomi Programı"ydı bu. Daha iki ay önce ilan edilen plana göre, epeyce konuda farklılıklar vardı. Epeyce önemli konularda.

Bakalım neler değişmiş:

ÖZELLEŞTİRME TERK Mİ EDİLİYOR

11. Kalkınma Planı’nda özelleştirmeler, geniş yer tutuyordu yine. Özal’dan beri süren, Ak Parti iktidarında kesintisiz sürdürülen çizgi tekrarlanıyordu. Eğitimde özelleştirme tam gaz sürüyordu. Özel okullara ve özel eğitimdeki öğrencilere verilen destek artarak sürecekti.

"Kamu kurumlarının satılmasının kararlılıkla süreceği" tekrarlanıyordu yine. Dahası, satılmak istenen iki kurum hakkındaki, PTT ve TCDD hakkındaki niyetler ayrıntılı olarak yer alıyordu.

İki ay sonraki Yeni Ekonomi Programı’nda ‘özelleştirme niyeti tazelenmiş mi’ diye baktım. İlginçtir ki göremedim özelleştirmeyi. Ne kalan kurumların satılması niyeti, ne de TCDD ve PTT. Ak Parti’nin hem parti belgelerini, hem de devlet belgelerine yansımış niyetlerini izleyen biri olarak, şaşırdım. "KİT’ler, verimlilikleri artacak ve kamu maliyesine yükleri azalacak şekilde yeniden yapılandırılacaktır" deniyordu bu kez. Bu özelleştirme politikalarından farklı bir yaklaşımdı. Özelleştirme terk mi ediliyor acaba? İzleyip göreceğiz.

KİT PERSONELİNİ ERİTME

"KİT’ler yük" idi. Henüz satılmamış KİT’lerin işlerini ihaleye vermek, personelini eritmek lazımdı. Özal’dan beri politika bu idi. Aralıksız uygulama, Ak Parti iktidarı sırasında devleti çökme noktasına getirdi. Devlete ve iktidara ihtiyacı olan Ak Parti, ihaleciliği sürdürdü ama personeli eritme politikasından adım adım uzaklaştı. Tersine, Bakanlıklara ve KİT’lere yeni personel aldı. Özellikle memur sayısı tırmandı.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal 17 Ekim’de, "60 bin personel daha alınacağını" açıkladı.

ÇÖPE GİDEN ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ

2008 krizinde işsizlik patlayınca hükümet telaşlandı. Devleti ekonomiden çekmiş, yatırımdan ve üretimden uzaklaştırmışken, işsizliği nasıl önleyebilirdi? İşçileri daha da köleleştirmek geldi akıllarına. Hem Batı emperyalizmi de bu yönde bastırıyordu. Böylece hem piyasanın, özelleştirmenin ve ihaleciliğin parçası olarak köleleştirmeyi de yaymış olacaktı, hem de işçiliği daha da ucuzlatarak, patlayan işsizliğin tehlikelerini savuşturabilecekti.

2010’da "ulusal çapta işsizliği önlemenin stratejik planını" ürettiler. "Ulusal istihdam Stratejisi (UİS)" dediler adına. Dört madde idi. Taşeron işçilik ve esnek çalışma yayılacak, Özel İstihdam Bürolarına işçi kiralama yetkisi verilecek, fon uygulamasına geçilerek kıdem tazminatı tasfiye edilecekti.


Kıdem tazminatı dışındaki diğer konular uygulandı, uygulanıyor.

Ama son iki yıldır UİS, metinlerden, nutuklardan ve umutlardan çıkarıldı. Ak Parti ideolojik olarak emekçi sınıf ve tabakalara uzak olduğu için işçi sınıfına yaklaşımı değişmedi. Esnek çalışmayı hâlâ da yaymaya çalışıyorlar. Ama UİS, işsizliği önlemenin stratejik planı olarak çöpe atıldı, unutuldu gitti.

Kriz ve artan işsizlik, başka tedbirleri dayatıyor. Şimdilerde yatırım ve üretim demenin sebebi bu.

KIDEM TAZMİNATINDA GERİ ADIM MI?

Kıdem tazminatını tasfiye, her piyasacı hükümetin niyeti idi. Ak Parti de 17 yıldır buna uğraşıyor. Ama olmadı, olmuyor.

Son olarak 23 Temmuz’daki 11. Kalkınma Planı’na koydular niyeti. Bu kez daha şaşkın, daha vahşi ifadelerle... Kıdem tazminatı primlerini, çoğu emperyalist tekellere ait olan BES’e aktaracaklardı.

İki ay sonraki Yeni Ekonomi Programı’nda ise ne kıdem tazminatı vardı, ne de primleri BES’e aktarma niyeti. Muhtemelen kazın ayağını, işçi sınıfı kararlılığını gördüler. Ve bunca milli sorunun ortasında işçi sınıfına savaş açmak akıllıca olmayacağını.

SADAKACILIK TERK Mİ EDİLİYOR?

Yeni Ekonomi Programı’ndaki şu cümle dikkat çekici; "Sosyal yardım alan çalışabilir durumdaki bireylerin işgücüne kazandırılması ve üretken duruma getirilmesi..."

17 yıldır ilk defa, sadakayla beslediklerine "çalışın" diyecekler. Anlaşılan o ki, Ak Parti’yi 17 yıldır iktidarda tutan sadakacılık, artan kriz ve tırmanan işsizlik koşullarında ayağına dolaşmaya başlamıştır.

Hayat herkese bir şeyler öğretiyor. Kimi kısa yoldan, kimi uzun sürede ve acılara sebep olarak. Hayat, Ak Parti’ye ekonomide de bir şeyler öğretiyor gibi.

Göreceğiz.


Comments


bottom of page